Evvel zaman çocukluğu (İkinci Bölüm)
Zelin Artuğ
Ellerimi ve burnumu cama dayayıp sokağa bakıyorum. Yumuşak somyanın üzerinde denge sağlamak zor. Ayağımın altına yastık koyup yükseltiyorlar beni. Camı açmıyorlar. Camın arkasından bakıyorum. Bazen dengemi kaybedip yuvarlanıyorum somyanın üzerine. Ağlıyorum. Gelip kaldırıyorlar.
Komşu Makbule teyze geldi bize. “Panayıra Boncuk gelmiş” dedi anneme. Karar verildi. Komşularla panayıra gidilecek. Herkes hazırlığını yaptı. Gezmeye gidilecekse mutlaka süslenmem gerek. Saçlarım taranacak, kırmızı kadifeden karpuz kollu elbisem giydirilecek, saçlarıma kolonya dökülecek. Kolonya şart! Boncuk’u, omzumdaki nazar boncuğu gibi bir şey sanıyordum. Meğer cambazmış.