Pervaneli uçakla Axum yollarında -3
Oğuz Serdar Öztürk
Ben de, Camelia da sıkılmıştık ve turu yarım bırakıp otellerimize dönelim diye anlaştık. Haa, bu arada, pazarda (market diyorlar burada) gezerken, 50 Birr’e (ETB) (o da yaklaşık 5 dolar yapıyor) (ve uzun süren pazarlıklardan sonra) ince bir kep aldım güneşten korunmak için.
Otelime geldim, odama çıktım ve hemen bilgisayarı açıp, Skype ile oğlumu aradım. Uzun uzun konuştuk, arada kamerasını açtırıp onu hasretle seyrettim. Bir müddet sonra, konuşacak fazla bir şey kalmadı, zira daha dün akşam birlikteydik ailecek. Tekrar arama umuduyla kapatıp bu kez Skype kontörü ile onun cep telefonundan sarı şekerimi aradım, hasret giderdik. Fazla uzatamadım zira çok hızlı tükeniyordu kontörüm (onu da Gökhan’ım kendi harçlığından yüklemişti). Zaman hızla tükeniyordu şimdilik. Asıl yaşayacağım ve çalışacağım yere geldiğimizde, saatlerin hiç geçmeyeceğini adım gibi biliyordum.